27 Temmuz 2016 Çarşamba

Karşıyakam ve çocukluğum

Iki gundur çocukluğumuzu gencligimizi vs konusuyoruz komsumla...
Izmir hele de Karsiyaka anneannem babaannem dedem derken neler geldi aklıma...
Karşıyaka sahilde yuruyuse cikar pomfrit dedigimiz kizarmis parmak patates alirdik kulah icinde ve kurdanla. Hava sicak imbat eser sokaklar korfez kokar herkes sahilde... Karşıyaka Bostanli arasi ya cadillac vs eski amerikan arabalarindan dolmuslara ya da faytonlara binerdik. Vapur sadece ulasim icin degil keyiftir. Babaannem kuzenimle bana baliklar camasir yikiyor derdi köpükler icin... aksam gevrekciye balkondan sepet sallanir gevrek yenir cayla... anneannem ve balkonu, sepeti... anneannemle arkası yarin dinlerdik radyoda, dikis diker, tigla zincir ceker, dugme dizer, beraber kartalaç yapar yerdik yogurtla... arka balkona kumrular gelir guguguk ne yersin kumrucuk derdi anneannem... apartmanin kapicisi olmaz merdivenleri yikayan kadini olurdu cali supurgesi ile... kucuk avcidan kahve alirdik... 06 pastanesinde dondurma yerdik... bostanli kopru duragindaki evinde deredeki kurbagalar oterdi tum gece... babaannemin findikli kurabiyeleri vardi... babaannemlerde tv karsisinda buz pateni katerina witti izlerdik ailecek. Babaannem yemekten sonra gaz sobasinin ustune meyve kabuklari koyardi. Beraber kumas ve seramik cicekler yapardik. Babaannemin pencereleri yukari dogru surguluydu... gonglu saati vardi... tavuklu da calar saati... babaannemin sardunyalarindan kendimize tirnak yapardik. Anneannemin sofrasini zeytinini cayini kizarmis ekmegini en luks restorana degismem. Muzo dedemin daktilosunda yazi yazardim... teknoloji pek yoktu ama mutluyduk o zaman. Cocuklarimiza anlatacak seylerimiz vardi...
Huzur vardi... en huzursuz senelerde bile 80ler vs
#izmir #karsiyaka #35.5 #80ler #70ler #nostalji #cocuklugum #huzur


0

17 Mayıs 2016 Salı

ENA FARMA ile Sağlıklı Yarınlar BLOGGER ETKİNLİĞİ

Sevgili blogger arkadaşım Şafak ile 26 Şubat tarihinde Hidiv Kasrı'nda bir etkinlik düzenledik.
Firma, aile dostlarımız Meryem Özselanik ve Seçkin Özselanik'in kurmuş olduğu Ena farma idi.
Siz, firmayı hele de anneyseniz Cold-mix adlı ürünü ile tanıyor olabilirsiniz.
Meryem'le bir kış tatilinde kaldığımız otel lobisinde tanıştık. İkimizin oğulları da aynı yaşta ve ikimiz de aktif kadınlarız. Bir yandan eşlerimizi beklerken çocuklarımızla ilgileniyor, bir yandan da telefondan işlerimizi idare ediyorduk. Çay alırken yan yana geldik ve bitki çayı ile ilgili bir yorum yaptım. O da doğrusunu anlattı. Ardından kaynaştık ve ailecek dost olduk.
Meğer bitkilerle ilgili muhteşem bilgilere sahip ve bu konuda bir firma açmış bir kadına rastlamışım.
tanıştığımız ve çocukların kaynaştığı an




O günden sonra ne zaman bitki ile ilgili aklıma takılan bir soru olsa ona danıştım. Önceden de şanslıydım; çünkü annem eczacı olduğu için zaten danışacağım bir kimse vardı. 

Halkımız ise çok hassas ve riskli bir konu olan bitki kullanımını masum sanıyor ve bilinçsizce çaylar vs. tüketiyor.
Oysa bitkilerin nasıl, ne şekilde işleme tabi tutulması, nasıl ve kimler tarafından tüketilmesi gerektiği, yan etkileri vs. çok ciddi konular.
Ülkemizde insanların zayıf noktaları kullanılıyor (zayıflama isteği, çocuk isteği vs. ) ve gerek medya, gerek aktarlar yanlış yönlendiriyor ve para için insanların sağlığı ile oynuyorlar.

Etkinlik bu sebeple çok önemliydi. Sadece firmanın ürünleri hakkında değil, fitoterapi ve çaylar hakkında da bilgi sahibi olduk. Bloggerlara bu konuda çok iş düşüyor. Hele de anneler blog okuyarak, yorumlara bakarak çok bilgi sahibi oluyor. Yanlış bilgilerle insanların sağlıkları ile oynamak çok kolay ve istemeden de olsa bu son hızla yayılabiliyor.

Etkinliği planlarken annelerin çoğunlukta olduğu bir grup bloggerı davet ettik ve rahatça dinlemeleri için elimizden geleni yaptık. Bunun için Ena farma yetkililerine sonsuz teşekkürler. Hidiv Kasrı'nda çocuklar için özel bir bölüm yok; ama firma bizim için bir salon daha kiraladı ve orada animatörler eşliğinde çocuklarımız için bir etkinlik daha planladı. Onlar eğlenirken, biz de rahatça anlatılanları dinleyebildik. Pazarlama Müdürü Öney Bey'e tüm emekleri için teşekkürler.









Gelelim Fitoterapiye... Fitoterapi nedir?
Hastalıklardan korunmak ve tedaviyi desteklemek amacı ile tıbbi etkisi bilimsel olarak kanıtlanmış bitkiler, onların etkin maddelerini taşıyan kısımları ve bunlardan hareketle hazırlanarak standardize edilmiş farmasotik formlar (tablet, kapsül, şurup ) ve bitkisel tıbbi ürünler kullanarak yapılan uygulamadır.

Son yıllarda Fitoterapi ve doğal tedavilere bir yönelim ve tercih söz konusudur.
Başlıca nedenleri ise;
      Kişilerin hastalıklardan korunmak ve kaliteli yaşamak adına bilinçlenmesi ve doğala yönelmesi.
      Ülkelerin; sağlık harcamalarının artması sebebiyle halkı bu tarz ürünleri kullanmaya teşvik etmesi.
      Fitoterapötiklerin uygulanan tıbbi tedavinin yan etkilerini azaltarak yaşam kalitesini artırması
      Birçok etkinin bir arada olması (antiviral, antibakteriyal, dekonjestan)
      Organizma fizyolojisi ile daha kolay uyum sağlaması
      Minimum yan etki profilinin olması
      Organizmada daha uzun süreli kalıcı etkiler oluşturması

Neler öğrendik:




  • Mesela tıbbi papatyanın tüm dünyada sadece Mısırda yetiştiğini öğrendik ve mayıs ayında toplandığı için Mayıs papatyası dendiğini
  • Kafur'un zararlı olduğunu hele de alerjik astımı olanlarda krizleri tetiklediğini. 
  • kafur içeren Vicks gibi ürünlerin ayak altına vs sürülmemesi gerektiğini. Evet öksürüğü kesebilir ama istenilen öksürüğün kesilmesi değil şiddetinin ve sıklık süresinin azaltılması imiş. Yoksa ifrazatı atamıyor vücut
  • bit tokaları ve rozetlerinin kafur içerdiği için aslında yasaklandığını
  • aktarlardan değil, eczanelerden bitki alınması gerektiğini
  • bitin insanın kendi vücudu tarafından üretildiğini, tıpkı suda üreyen bakterilerden sinek oluşumu gibi...pislikten oluşmadığı bilakis temiz saç derisine kancalarını daha kolay atabildiğini. Oksijen ile beslendiği için silikon içeren Bitrin ile havasız kalıp öldüğü ama diğer ilaçların böcek ilacı içerdiğini
  • Dereotunun kalsiyum içerdiği için sütü arttırma etkisi olduğunu
  • Bitki çaylarının demleme usulünün değiştiğini: Yaprak ve kök bitki olarak ikiye ayrıldığını. Yaprak bitki çaylarının denlendiği ama kabuk gibi kök olanların kaynatılmadan etken maddesinin çıkmayışını
  • Ihlamurun sadece çiçek olarak demlenirse boğaza öksürüğe vs iyi geldiğini. Yapraklarının sadece ishali kesmek için kullanıldığını ve birlikte demlenirse boğaz için gereken etkinin yok edildiğini
  • Kuşburbunun esas renginin kırmızı olmadığını, renk vermek için kuşburnu çaylarına hibiskus (bamya çiçeği) eklendiğini
  • Uçucu yağlar içeren bitkilerin demlenirken tepesine kapak konması (en azından bir çay tabağı) ve içmeden önce kapağı sıyırarak kapağa yapışan esas maddesinin tekrar çaya geçmesi gerektiğini 
  • piyasadaki çoğu yağın, esas maddesinden çok başka yağlar katılarak şişelendiği için ucuza satıldığı ve işe yaramadığını
  • Carven ve cold-mix adlı ürünlerin sadece burun açmak ve öksürük için olmadığını, bağışıklık sistemine dokunmadan antibakteriyel ve antivirutik etkisi de olduğunu
Firmanın ürünlerini kurucusu Meryem Özselanik ve ürün Müdürü İlknur Demiray'dan tek tek dinledik, elden ele inceledik, denedik ve sonrasında da bize verilen numuneler sayesinde kullanmaya başladık ve hatta çevremize anlatır, denetir olduk.
Geri bildirimler müthişti.

Meryem'in kendisinin de anne oluşu ve ürünleri çocuklarının ihtiyaçları nedeni ile çıkarışını, hikayeleri ile dinlemek daha samimi ve güven telkin edici bir ortam oluşturdu. 






Firmanın ürünlerini ise size tek tek yazılar halinde anlatacağım
diğer yazılarımda detayları okumaya devam edin:) lütfen








zarif hediyelerimiz


Teşekkürler Enafarma...
katılan blogger arkadaşlarımıza da ayrıca teşekkürler

Fatma Doğan                                 http://sosyalannem.blogspot.com.tr/
Nihan Keçeci                                 http://www.sansbocegi.com/
Filiz Şahin                                 http://makyajkelebegi.blogspot.com.tr/
Şafak Karadeniz                         http://www.safagindunyasi.com/
Şebnem Kayaol                         http://www.alisverismakyaj.com/
Filiz Özant                                 http://www.keyiflikadin.blogspot.com.tr/
Yasemin Özer                                 http://biricitinyeri.blogspot.com.tr/
Esra Hanedan                                 http://kiriksemsiye.blogspot.com.tr/
Filiz Çatalkaya Orhan                     http://filizza.blogspot.com/
Elmas Gelincik                         http://elmasgln.blogspot.com.tr/
Ahu Demirli                                 http://www.ahudemirli.com/
Seyhan Tavaşoğlu                        http://defnenil.blogspot.com.tr/
Çiğdem Kesik                                 http://makyajlikareler.blogspot.com.tr/
Nüket Tuzcuoğlu                         http://atolyenott.blogspot.com.tr/
Kakulenin Bebekleri                 http://www.kakuleninbebekleri.com/
Jale Güney Sun                         http://jaleceanne.blogspot.com.tr/
Esra Eba http://ebadesignshop.blogspot.com.tr/
Noni Akgüngör http://www.nonim.blogspot.com.tr/








0

17 Mart 2016 Perşembe

Dikkat!!! 14 Mayıs Cumartesi Günü Çocuklara Abla/...


Dikkat!!! 14 Mayıs Cumartesi Günü Çocuklara Abla/ Abi Olmaya Gidiyoruz

Çocuk severiz değil mi? Ama kendi çocuğumuzu. Başkasının çocuğuna gelince hep uzaktan sevmeler söz konusu olur. Bir kadın yüreği daha yumuşaktır çocuklara karşı.Çünkü iç güdüsel bir duygusu vardır kadının. Erkek baba olmadan çocuğun anlamını anlayamıyor. Fakat bazı erkeklerde de her zaman bir çocuğa karşı şefkat vardır.




Asıl konumuz bu değil aslında... Biz Bloggerlar olarak 14 Mayıs 2016 Cumartesi günü saat 9.00-11.00 arası Küçükyalı İstanbul Çocuk Esirgeme Kurumu' nu ablalar ve abiler olarak ziyarete gidiyoruz. 

Oradaki çocuklara bir günde olsa abla ve abi olarak destek olmak istiyoruz. Aramızda yer almak isteyen olursa bizlere desteklerini esirgemeyeceklerinden eminim. Çocuklar için hep beraber taşın altına elimizi koyalım derim. Onlarda bizim çocuklarımız.

Ülkemizin her bir karışında yer alan çocuklar hepimizin çocuğu. Çocuklarımıza sahip çıkarsak geleceğe daha iyi bakabiliriz. Daha umutlu daha sevgi dolu bir dünya için önce çocuklarımızı sevmeliyiz.

14 Mayıs 2016 Çocuk Esirgeme Kurumu ziyaretimizde bireysel ya da kurumsal olarak katılım sağlamak isteyen herkesi aramızda görmek bizleri ve çocuklarımızı mutlu edecektir.

Katkıda bulunmak isteyenler çocuklar için;

Kıyafet

Temizlik malzemesi

Kırtasiye gereçleri

Oyuncak

Kişisel bakım malzemeleri

Yiyecek ve gıda malzemeleri gibi ihtiyaçları olan her türlü malzeme için bizlerle iletişime geçmesi yeterli olacaktır.

Bir çocuğu da siz sevindirin ve o çocuğun gülüşünden içinize mutluluk aksın. 

Bana ozelden de yazabilirsiniz
melistezcan@gmail.com


0

5 Mart 2016 Cumartesi

Anneannem mavis Pakom

Canim anneannem mavisim cocuklugum 41 senedir yedigim ictigim ennnnn guzel sofranin sahibi Pakom nur icinde yat
Bizi biz yaptigin icin tskrler
Dun anneannemin ölüm yld idi bugun de defnedildigi gün kuzenim fikir verince ilk defa helva yaptım Allah kabul etsin
Gercek ist hanimefendisi
Guzel ozel kadin cenazesi bile ozeldi
Seveni cok cunku kalp kırmaz hatirsinastir isyankar degildir. Kanepeye mahkum bir hayat sürdüğünde bile hic isyan etmedi etrafina hep nese saçtı
Cenazesi de kahkalarla süslü puslu bakımlı gecti haliyle...
Sesini cok ozledim ama hala hatirliyorum. Kokusunu ellerini ozledim. Bir video kaydi var acil onu bulmaliyim. Ruhun sad olsun


0

4 Mart 2016 Cuma

MASALCI MELO


Opera mezunu bir anneyim ama mesleğimi yapmıyorum
O zaman sesimi ve eğitimimi faydalı bir amaç için kullanayım dedim

Oğlum ve diğer küçükler için masallar
Artık canlı canlı masal okumaya başladım
Sadece gece oğluma okumak yerine masalcı teyze kıvamında Masalcı Melo oldum ve tüm çocuklara okumaya başladım
4 adet de kendi uydurduğum masalım var ileride onları da anlatacağım sizlere
0

29 Şubat 2016 Pazartesi

Yeni yarınlara doğru beyaz bir sayfa

Düşündüm taşındım bu birkaç gün bana çok faydalı oldu. Her yaşadığımızda bir cevher gizli ne de olsa...
Gözardı ettiğim bazı şeyler vardı ki bir anda daha netleşti bu aralar...
Hayatımda yeni bir sayfa açmaya karar verdim.

  

İnsan istemeden de olsa hataya düşüyor. Kaç yaşına da gelse akıllanamayabiliyor, yaşadıklarından ders alamıyor.

İster dostunuz ister aileniz olsun kimseye yüklenmemek lazım. 
“İnsan eti ağırdır” diye bir laf vardır. Nereye kadar? Sonuçta derdimizi yüklediğimiz kişiler de insan ve ruhsal ve fiziksel tahammül güçleri bir yere kadar. Senin derdin var mı yok mu sormadan, eşine dostuna yüklenmek ne kadar doğru? Yoksa, karşı tarafın iyi niyetini bencilce suistimal etmiş oluyoruz, "hep bana, hep bana" oluyor. 
Ruhumuzu besleyen dostlara bu kadar yaslanmak ne kadar doğru?

İyi günde kötü günde lafı çok da doğru değil aslında. İnsan yalnız doğar, yalnız ölür. Kefene kimseyi koyup götüremeyiz. Ben bu dünyada kendi ayaklarım üzerinde durmalıyım. Günahımla, sevabımla kendi başıma durmalı ve hesabını Allah'a yalnız vermeliyim. Bu sebeple daha güçlü olmaya, başkalarına dertlerimi değil mutluluklarımı anlatmaya karar verdim. Her kim olursa olsun üzmeye, kırmaya, incitmeye hakkım yok. Ben kendim ve çocuğum için varım bu dünyada. Yaşıyorsam, sorumluluklarım var ve bunları kendim sırtlanmalıyım, hatalarım için kendim hesap vermeliyim.
Başka yerlerde kabahat, sebep vs aramaya gerek yok, ne yaşıyorsam kendim hak ettiğim için yaşıyorum. Bazen kaderi kabullenmek, yutmak, sindirmek lazım. Tabi ki güzelleştirmek için çabalamak lazım, o ayrı. 
Güzel bir laf vardır “Mutluluk bir parfüm gibidir. Kendine bulaştırmadan başkalarına veremezsin.” Bunun gibi üzüntüler de sıçrıyor, bulaşıyor, buna hakkım yok. Herkesin kendi dertleri varken bir katman da ben ekleyemem. Bundan böyle her zaman bardağın dolu tarafına bakıp, mutlu olmaya gayret edecek ve sadece mutluluk sıçratacağım inşallah.

Sanırım ben bir kirpiyim.

Çocukken en sevdiğim kitap. Burnunu mazgala sıkıştırınca burnu kanayan kirpiye (o zamanki deyisimle Piğpiye) üzülürmüşüm



Sevimli bir kirpi gibi olmaya gerek yok; için istediği kadar zararsız sevilesi olsa da insanlar sana elini uzatmaya korkmamalı.

İnsanım, hataya düşebiliyorum. Öfkemize üzüntümüze hakim olamayıp, yeter artık deyip patladığımız, öfkemizi kustuğumuz anlar oluyor. Sanırım güçlü kadınların kaderi bu. Fazla doldurunca şişe patlıyor arada, hele de regl öncesi.
Şişemin dibini delmeye karar verdim; başka meşguliyetlerle vs. kendi dertlerimi kendi içimde süzüp yok edeceğim. Böylece dostlarımla daha huzurlu mutlu sağlıklı bir ömür geçireceğim inşallah.
Vira bismillah...


0

19 Kasım 2015 Perşembe

4 Mevsim Kadını Etkinliğimiz

4 Blogger arkadaşımın hazırladığı bu güzel etkinliği ancak sonbaharda yazıyorum oysa yazın gerçekleşti. Olsun 4 mevsim kadınıyız biz:)

Yazlıkta wifi olmadığı için paylaşmak için de laptop wifi ihtiyacım olduğu için bu gecikme yaşandı.

Gelelim etkinliğe...

Etkinliği düzenleyen arkadaşlarım  Şafakın DünyasıYasemin Kokulu Bir HayatPınar'la Hayat ve Şans Böceği...


İsim de cuk oturmuş ve davetiyemiz de çok yakışmıştı bu isme; hatta pastamız:)
Pastayı Burcucupcake'in sahibi Burcu Hanım yapmış kendisi de çok cana yakın bir hanım tanıştığıma memnun oldum.


Etkinlik bana yakın bir yerdeydi bu sefer, Yenibosna'da  Havaalanına da yakın olan İstanbul Gönen Hotel'deydi. 

Ulaşım ve park yeri sorunu yaşamadan kolayca vardım otele:)
etkinliğe Sadece Önce Kadın Sonra Anne olarak değil Süslü Melo olarak da katıldım
Ama o kimliğim sadece facebookta etkin blog halini kullanmıyorum

 Oğlum otelin havuza bakan pervazında epey oyalandı:)


Blogger arkadaşlarla Selfieleri de ihmal etmedik...







İzmirli dayanışması
Masalarımız çok güzel süslenmişti. 4 mevsimi yansıtan zevkli objeler doluydu. Üstüne üstlük bize özel tasarlanmış bir de hediye vardı.




elle toplanmış hediyemiz Şafak sağolsun

Süslü Melonun arkadaşı da Süslü olur. Bayıldım rengarenk Nihan'a...


Ya Şafağın saçı asil mi asil...


 Tüm kızların ellerine sağlık hem gözümüz gönlümüz, hem kulaklarımız bayram etti güzel ürünler dinledik.

Tatlımo'dan Mahmut bey'i Fruitflowers firmasından tanıyoruz. Hatta öğretmenimize iki senedir çiiçek yerine kek çiçekler yaptırıyoruz.
En son evlilik yıldönğmümüzde de çikolatalı kekleri tercih ettik.
Bu sefere çok da zarif bir hediye hazırlamıştı ev ahalisi için.
Ayrıca bize firmaları hakkında bilgi verdi ve etkinliğimizi Periscopedan yayınlayarak takipçileri ve canlı yayını seyredenlerle paylaştı. 

Tatlımo hakkında  ayrı bir yazı yazıp detayları size sunacağım.
Bu arada yemem diyen oğlum tamamı çikolata olunca gülleri yemeğe başladı:)))










TakaTuka'dan Özlem hanım 4 mevsim ile ilgili kolyelerden yapmıştı bizler için. Reçine içine çeşitli şeyleri gömerek nefis tasarımlar yapmıştı.
Bana da kelebekler denk geldi:)
Bu ara hep kelebek hediye geldi bana

Kendisi de kolyeleri gibi zarif mi zarif. Çok sevdim kendisini...



Adaşımla tanıştım ve hatta diğer bloggerlara dilek dilettik aramızda:)
Pinkylola'dan Melis Ekin hepimizin sosyal medya hesaplarımızı incelemiş ve bize özel çantalar tasarlamış. 
Üstelik bu hediyeleri de yine orijinal bir sunumla deri iple ve mühürle verdi.
Bu deriden bileklik yaparız dedik kıyamadık atmaya...

Çekilişle de bir blogger arkadaşımız Melis hanımın markalardan biri olan, üretim yeri ve kullanılan hammaddelerinin Türk Malı olduğu  Angels Passions markadan bir iç giyim kazandı. Etkinlikte bulunan bloggerlara da Ekim sonuna kadar geçerli olacak %10 indirim çeki hediye ettiler.





Bunlar de diğer arkadaşlara verilenlerden bazıları...

Abfen Farma'dan Öznur Nasorinse Plus ile ilgili bilgiler verdi. Bu ürün hakkında daha önceki etkinlik yazılarımda detaylı bilgi vermiştim. Oğlumu nasıl havluya sarıp mumya yaptığımıza kadar:)


Rosece Naturel'den Nurgül hanımın önce kendisine bayıldım sonra ürünlerine... Giyimi saçı fiziği derken ideal klas kadın tiplemelerindendi. Ürünleri özellikle bebekler ve çocuklar için ama anneler için de çatlak kremi gibi güzel ürünleri var...
Orada denedik hatta kokladık. Mis gibi kokuyor.
Baby balm adlı ürünü ilk deneyenlerden biri oğlum oldu ve kendini koklattı herkese:)

Firma ismi de Gül ve Ece adlı iki kızından geliyormuş çok hoşuma gitti.





Zeren Professional'dan Nisan hanım hem Pronail pedikür, manikür ürünlerini getirmişti hemde diğer ürünleri hakkında bilgi verdi. 
Pedikür ürününü yazlıkta deneyimledim ve memnun kaldım.




Revox Şampuanlarının ürün Müdürü Gamze hanım firma ve ürünleri hakkında bilgi verdi. Bu firmanın ürünlerini daha önce de denemiş ve memnun kalmıştım.



Diğer sponsor firmalara gelince:

Sanset Gıda dolu dolu bir çikolata paketi hazırlamış ve bunu yazlıktaki misafirlerime ikram ettim. Özellikle minik küpler ve toplar kahve yanına çok yakıştı











Özlem Taş Sabunun kelebekleri kardeşime hediye edilmek üzere ele alındı.

Essence Cosmetics ürünlerini zaten severek kullanıyorum ama top coat adlı ürününü daha önce kullanmamıştım ve büyük keşif oldu SüslüMelo için. Kaş farı da harika hem de şablonlu. Annemde denedim ve ona hediye ettim

 

Natracare Organik kadın pedlerini daha önce duymamıştım. Organik ürünlerin revaçta olduğu günümüzde güzel bir alternatif

Online İçecek, Aloevera içeceği ailecek denedik. Kızlar beğendi erkeklere beğendiremedik:)

Remolent  argan ve keratin içerikli saç kremi ürünü muhteşem kardeşim hele bayıldı. Yazlıkta onun saçındaki sonucu görüntüledik. O kadar doğal yumuşak dalgalar yaptı ki...

Çocukluğumun markası Sana ve  gençkızlığımın  markası Becel Tereyağ sponsorlardandı. Sitelerininadı:  Sana Bir tarifim var 

Şarkısı ile hatırladığımız dondurma markası  Panda'ya teşekkürler.

Uneller bize özel gurme serisinden hem tatlı hemde tuzlu ürünlerden göndermişti. Hem ailem hem misafirlerim bayılıyor ürünlerine.

bu nefisti
Frambuzalı agızda dağılıyor tüm misafirler bayıldı

Knorr yine çocukluğumun markalarından. Nefis bir paket hazırlamış bize.

Lila Kutu nun yolladığı Aloree ürünlerini ilk defa denedim ve çok beğendim. Hele de göz altı kapatıcısı. Kardeşimle ortak fikrimiz ürünlerin çok iyi olduğu yönünde...

Çocukluğumun markalarına devam... Omo, Kirlenmek güzeldir:)

Lav ürünleri bu sene evimi süslüyor.  #yenibircamyenibirhayat hashtagi ile instagramda bir çok çeşidini görebilirsiniz. 

Tuğba Kuruyemiş daha önce girmişim dükkanına ama fark etmemişim kardeşim efsanedir dedi. Beyoğlunda kuyruk oluyormuş. Narlı lokuma da bayıldık eşimle.


365ist, Nisantash mağazasından bizler için ürünler göndermişti. Benimki gülü andıran bir bluzdu kardeşimi model olarak kullandım zayıflayınca ben de giyerim:)

Kliksa.com o gün tüm bloggerlara saç maşası hediye etti ve eve gider gitmez denedim ve o günden beri kullanıyorum. Oysa başka maşam vardı evde ama bu geniş ve pratik. Yazlıkta bırakmaya gönlüm elvermedi, o kadar yani...


Perfetti Van Melle;  Vivident ve Chupa chups ürünlerinden oluşan harika bir paket göndermişti. Severek kullandığımız bir marka. Naneliler kardeşime...

Kenton zaten yıllardır kullandığım marka ama yeni seri değişik ve lezzetli. Geleneksel tatlar

Triliçe, Kadayıflı muhallebi, pudingler...
Yazlıkta fırınım yok Redmond elektrikli pişiricim ile yuvarlak yapıp kestim

Etkinliğe katılan diğer blogger arkadaşlarım:
Arzu Göncü Hangül - Vanilins
Ebru Köroğlu - Hayatı Makyajla
Ece Çam - Derinceece
Fatma Doğan - Sosyal Annem Blog
Filiz Şahin - Makyaj Kelebeği
Leyla Kılıç - Marinden Tarifler
Melis Hasırcı Tezcan - Önce Kadın Sonra Anne
Nihan Keçeci - Şans Böceği
Pınar Şenoğlu - Pınarla Hayat
Rabia Tornacı - Tavsiyesever
Sena Dursun - Little Butterfly
Şafak Karadeniz Kilimcigöldelioğlu-Şafakın Dünyası
Yasemin Özer - Yasemin Kokulu Bir Hayat
Zehra Abdulhadi - Zehra's Life

0
Blogger tarafından desteklenmektedir.

Contact us